Pandemi Döneminde Sosyal HaklarSosyal Hakların Sosyo–Legal Dinamiği
Bugün dünyayı esir alan bu pandemik tehdit, küresel ölçekte insanları ve ulusları Albert Camus'nun deyişiyle bir ‘yorgunluğa' düçar etmiştir. İster tekil anlamda pandemik virüse maruz kalsın ister kalmasın, tüm insanlığın bu küresel ‘yorgunluğa' muzdaripliği söz konusudur. Zira günümüz dünyası, bireysel ve toplumsal bünyemizi saran koronavirüsün yıkıcı etkisi altında bulunmaktadır; yani ‘bugün herkes biraz vebalıdır'. Milenyum virüsünün bu sarsıcı bünyesel etkisini minimalize edebilmek adına sosyal ve ekonomik hakları güvenceli kılacak bir insan hakları siyasetine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu noktada neoliberal politikaların yol açtığı sınıfsal yoksunlukların, mağduriyetlerin ve eşitsizlikçi politikaların daha da kırılganlaştırdığı kesimlerin pandemi döneminde derinleşen çaresizliklerine sistematik çözüm arayışları etik bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır. Sözü edilen bu küresel etik sorumluluğun tüm dünya ulusları ve uluslarüstü yapılarca üstlenilmesinin gereği aşikardır.
Bu küresel etik-politik sorumluluğa dikkat çekme amacı taşıyan bu çalışma öncelikle, pandemi döneminin olağanüstü koşullarında temel hak ve özgürlüklere ilişkin ihlallerin postpandemik dönem açısından bir yönetsel pratiğe dönüşme riskine dikkat çekmektedir. Bunun ardından, pandemi döneminde özellikle daha fazla sosyo-ekonomik kırılganlıklara yol açan temel sosyal haklar, ‘normatif çerçeve, güvence mekanizmaları, içkin değer dizgeleri ve çeşitlenen ulusal politikalar' çerçevesinde sosyo-legal bir çözümlemeye tabi tutulmuştur. Çalışma; küresel dünyanın ufkunda sancılı biçimde yeni bir insanlık durumunun doğumu olarak nitelendirebileceğimiz pandeminin çok yönlü bir literatürel ilgiyi hak ettiği düşüncesiyle kaleme alınmıştır.
İnsan Hakları Siyaseti | |
Sağlık Hakkı | |
Eğitim Hakkı | |
Konut Hakkı | |
Gıda Hakkı |
- Kitap Hakkında
Bugün dünyayı esir alan bu pandemik tehdit, küresel ölçekte insanları ve ulusları Albert Camus'nun deyişiyle bir ‘yorgunluğa' düçar etmiştir. İster tekil anlamda pandemik virüse maruz kalsın ister kalmasın, tüm insanlığın bu küresel ‘yorgunluğa' muzdaripliği söz konusudur. Zira günümüz dünyası, bireysel ve toplumsal bünyemizi saran koronavirüsün yıkıcı etkisi altında bulunmaktadır; yani ‘bugün herkes biraz vebalıdır'. Milenyum virüsünün bu sarsıcı bünyesel etkisini minimalize edebilmek adına sosyal ve ekonomik hakları güvenceli kılacak bir insan hakları siyasetine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu noktada neoliberal politikaların yol açtığı sınıfsal yoksunlukların, mağduriyetlerin ve eşitsizlikçi politikaların daha da kırılganlaştırdığı kesimlerin pandemi döneminde derinleşen çaresizliklerine sistematik çözüm arayışları etik bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır. Sözü edilen bu küresel etik sorumluluğun tüm dünya ulusları ve uluslarüstü yapılarca üstlenilmesinin gereği aşikardır.
Bu küresel etik-politik sorumluluğa dikkat çekme amacı taşıyan bu çalışma öncelikle, pandemi döneminin olağanüstü koşullarında temel hak ve özgürlüklere ilişkin ihlallerin postpandemik dönem açısından bir yönetsel pratiğe dönüşme riskine dikkat çekmektedir. Bunun ardından, pandemi döneminde özellikle daha fazla sosyo-ekonomik kırılganlıklara yol açan temel sosyal haklar, ‘normatif çerçeve, güvence mekanizmaları, içkin değer dizgeleri ve çeşitlenen ulusal politikalar' çerçevesinde sosyo-legal bir çözümlemeye tabi tutulmuştur. Çalışma; küresel dünyanın ufkunda sancılı biçimde yeni bir insanlık durumunun doğumu olarak nitelendirebileceğimiz pandeminin çok yönlü bir literatürel ilgiyi hak ettiği düşüncesiyle kaleme alınmıştır.Konu Başlıklarıİnsan Hakları Siyaseti Sağlık Hakkı Eğitim Hakkı Konut Hakkı Gıda Hakkı Stok Kodu:9789750267727Boyut:16,00x24,00Sayfa Sayısı:294Baskı:1Basım Tarihi:2021Kapak Türü:Karton KapaklıDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.